GİMDES Yayınları

Yeni Dünya Düzeni ve Helal Gıda

Dergi Abonelik

SORULAR SİTESİ

Tescilli Logolarımız

GİMDES.org eBülteni

* = doldurulması zorunludur

tarafından desteklenmektedir MailChimp!

haram

AB GDO’lu Ürünleri bir bir Yasaklarken, Türkiye neden Yerinde Sayıyor?

gdo2

Genetik Yapısı Değitirilmiş Ürünler İçin Türkiye Halâ Açık Pazar!
Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
GİMDES Başkanı
Avrupa ülkeleri GDO’lu ürünleri bir bir yasaklarken Türkiye’de henüz ciddi bir yaklaşım görülmemektedir. Bu ise toplumumuzun geleceğini tehdit etmektedir.
 

GDO’lu ürün ve tohumun küresel kontrolu, DuPont, Monsanto, Calgene Inc., Aventis CropScience, Florigene Pty Ltd, Asgrow-Seminis Inc.gibi çoğu uluslararası Yahudi şirketlerinin elinde bulunmaktadır. Bu şirketler dünyanın çeşitli yörelerindeki hizmetkârları vasıtası ile o yörenin doğal tohumlarını kullanımdan kaldırabilmek için büyük bir caba sarfetmektedirler.
Devamını Okuyun

Evde Peynir Yapımı

Temel gıda maddelerini evinizde üretmek ister misiniz? Bundan böyle, bu köşede evde imal edebileceğiniz ve içinde hiçbir gayri İslami katkı maddesi olmayan temel ihtiyaç maddelerinin tariflerini bulacaksınız. Sizin elinizde de bu tariflerden varsa, irtibat@gimdes.org e-posta adresine gönderebilirsiniz. Eğer üretici firmalar kendilerine çekidüzen vermezlerse, büyük bir tüketici organizasyonu ile herkesin kendi imalatını kendisinin yapmasına destek vereceğiz. Hatta konuyu Dernek üyelerinin tamamının katılacağı ölçekte profesyonel boyuta bile taşımayı düşünüyoruz.

Devamını Okuyun

Türkiye’de Domuz Eti Yemeyen Kalmış mıdır?

08.03.2009

Sitemizin Ziyaretçilerinden ve kendini Gıda Mühendisi olarak tanıtan Mesut ORAN, gönderdiği e-postada Türkiye’deki domuz eti üretimi ve tüketimi ile ilgili tüyler ürperten bilgiler aktardı. Ancak, bizce bu bilgilerin doğruluğu hususu belgelendirilmemiş olduğundan, isimleri silerek yazının tamamını dikkatlerinize sunuyoruz.

Hadi Şimdi de bilmediğiniz yerden et alın ve bilmediğiniz yerden yemek yiyin bakalım…

Gaziosmanpaşa ………. köyü domuz çiftliğinin suları ve katı atıkları 300 metre mesafedeki ………. Barajı’na akıyor. Baraj on milyon kişinin su ihtiyacını karşılıyor. Çiftlikte 5 bin domuz var. Türkiye’deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere “kıyma” Şeklinde satılıyor. Salam, sosis de piyasaya sürme yöntemlerinin en sık kullanılanı.

Neden domuz?

Peki ama dinen yasak olmasına, Türk yemek kültürüne aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazip bir konu? Çünkü domuz yetiştiriciliği kârlı bir iş. Domuz üretken bir hayvan. Cinslerine ve yaşına göre yılda bir, iki, bazen de üç kez ve her batında 15-20’ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Bir domuz yılda iki kez doğum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa, 20 sene yaşayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor. Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor. Normal Şartlarda evcil bir domuzun yüzde 30’u yağ olarak ayrılabilmekte iken bu rakam bazen yüzde 50’yi bulabiliyor. Yani 150 kg’lık bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da dana ya da koyuna göre tercih edilmesinde önemli bir etken. Beslenmesi kolay, cam dışında her şeyi -leş dahil- yiyebiliyor. Her domuz da ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor. Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul. Diğer çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kg. domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor. Türkiye’deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. olduğu göz önüne alınırsa tablonun vahameti daha da netleşiyor.

Kilosu 1 ile 3.5 milyon lira arasında satılan bu domuz etlerinin ağırlıklı olarak kıyma, sucuk, salam ve sosis olarak satıldığı dile getiriliyor. Çiftlik çalışanlarından …………….’ün verdiği bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.

Bu ve benzeri çiftliklerden resmi olarak beş firma domuz satın alıyor.

1- ………….. aldığı ürünleri Salam Sosis olarak piyasaya sürerken aynı zamanda ………..’deki Şarküterisinden de nihai tüketiciye ulaşıyor. Bu firmanın bir de ……….. adı altında otellere ürün sattığı bir markası daha bulunuyor. Aynı zamanda butik mağazalarda ve ulusal zincir mağazalarda satılan …………. markalı ürünlerin üreticisi de ………….

2- ………’nun hemen yanında üretim yapan …………. firması da salam, sosis ve jambonlarını markasıyla satıyor. Ancak bilinen bu firmalar ürünleri çeşitli zamanlarda farklı isimlerde piyasaya sürüyor. Daha önce ……………. olarak piyasaya sürülen domuz mamulleri son dönemde ……………… adıyla satılıyor. Üstelik ünlü Amerikan fast food zincirlerinden ………………., tam 10 yılı aşkın süreden beri et mamüllerini …………… firmasından temin edip bizlere bir güzel yediriyor.

3- ………… 5 yıl öncesine kadar resmi olarak domuz ürünleri imal edip …………larda açık açık ürünlerini satarken, son yıllarda %100 dana etinden ürünler imal ettiğini iddia ediyor.

Peki ya bunları göz göre göre mağazalarında sattıran satınalma müdürleri aldıkları rüşvetin yanı sıra bu milletin vebalini aldıklarını da biliyorlar mı sizce?

……………’in ciddi anlamda piyasaya yayılmasındaki en büyük faktör ………….’tur. O dönem ………… marketlerinin et mamülleri satınalmasında olan -şu an oyuncak reyonunda satınalmacılık yapan- C….. Bey’in büyük paralar karşılığında …………. işbirliği içerisinde olduğunu ve bizzat domuzları bizlere yediren kişi olduğunu biliyor muydunuz?

Peki ya ………..’ta çalışan tüm tezgâhtarların eksiksiz olarak her ay sonunda …………..’in sahibi M………. Beyden (veya satış müdürü sıfatı ile çalışan A………….’tan) maaşlarını ve primlerini (bizlere sattıkları et mamülleri üzerinden) aldıklarını biliyor muydunuz?

Peki, …………….. GROS MARKETLER’in (şu anki değil bir önceki) satınalmacılığını yapan kişinin şu an B………… Caddesiinde bulunan ………….-Barbekü restoranlarının sahibi olduğunu biliyor muydunuz?

Peki, İzmir’in kalesi olarak görülen ……………. Marketlerin satınalmacılığını yapan bayanın ……………….’in resmi hissedarı olduğunu biliyor muydunuz?

Peki, dünyanın dört yanına uçarken bize yemek hizmeti veren …………….. firmasının satınalmacılığını yapan ………. Bey’in Çatalca’da bulunan yazlık villasının …………..’in sahibi ile yan yana olduğunu biliyor musunuz?

Peki, Amerikan Fast Food Zinciri ………….. ve Alman ekolü …………. pizzalarının içerisinde ……………. et mamüllerinin kullanıldığını biliyor musunuz?

Peki, ……………. markalı …………… marketlerinde satılan ………… markalı ürünleri ……………..’in ürettiğini ve bunun karşılığında ne kadar para yedirdiğini biliyor musunuz?

PEKİ, SORARIM SİZE: TÜRKİYE’DE DOMUZ ETİ YEMEYEN İNSAN KALMIŞ MIDIR SİZCE?

4- …………… öncelikle …………. markası ile tanınmakla beraber Güneydeki -herşey dahil- tatil köylerinin bir numaralı tedarikçisi. E tabiî yabancı turistlerin yanında yerli turistler de bu ürünleri tüketiyor. Bu firmalar özellikle büyük alışveriş merkezlerinde ayrı bir stand açıyorlar. Ancak küçük şarküterilerde karışık olarak duruyor ve birçok tüketici farkına varmadan domuz ürünlerini satın alabiliyor. Üstelik işin ilginç tarafı, bu firma şimdi de firma tanıtım CD’si hazırlamış, …………… gibi büyük hipermarketlerde ne kadar hijyenik üretim yaptığını anlatıyor. Ama …………. Sosis haftasonları marketlerde KDV dahil 2.900.000 TL’ye satılıyor. Çünkü maalesef bu adamlar sosislerin içerisinde hayvan küspesi gibi lafını bile etmek istemediğimiz katkılar kullanıyorlar. Domuz hammaddeli salam ve sosislerin kesiminin yapılıp piyasaya sürüldüğü bir başka yer de …………’nın üretimini yapan kişinin işlettiği …………..’deki imalathane. (…………. markalı salam sosis imalatçısı.)

5- ……………., ünlü ………… Çarşısının içinde yıllardır tanınan …………… Pastırmacısı”nın modern hali! Şu an modern üretim tesisleri ……………….. içinde derme çatma bir imalathaneden öteye geçemeyecek konumda olan ve üretim kapasiteleri aylık -günün 24 saati çalıştıklarını düşünürseniz- 70 tonu geçemeyecek olan bu imalathanede ………………. ayda 270 ton et mamülü üretiyor ve satıyor.

Aradaki 200 tonluk kapasite açığını ise İstanbul dışında ne idüğü belirsiz imalathanelerde, merdiven altı firmalarda üretim yaptırıp üzerine “%100 ………… Kalitesi” damgası bastıktan sonra, (üretim yeri olarak ……………….’daki adreslerini gösteriyorlar) bizlere afiyetle yediriyorlar. ……………. ve diğer tüm zincir mağazalarda …………….’in uyguladığı benzer taktikleri uygulayan ……………… bugün kapasitesinin 3 kat üzerinde üretim yaparak gururla ülkemizi temsil ediyor(!)

Peki, jan janlı ambalaja sahip ……………. pastırmalarının sahipleri olan …………….. ve …………….. kardeşlerin aynı zamanda …………….’daki domuz çiftliklerinin yarısına sahip olduğunu biliyor musunuz? 2000 yılında patlak vermiş olan kaçak Buffalo etlerinin de bu ikili tarafından getirildiğini, hatta ……………… imalathanelerinin gazetecilerle ve kameralarla basıldığını, ………. Beyin ……………’e kendi elleriyle o dönemin parasıyla 1 trilyon verdiğini, daha sonra da ………….., ………………. ve ……………….’e verdiği ilanlarla bu olayları yalanladığını biliyor musunuz?

…………. Pastırmacısının hem imalat müdürlüğünü yapan, hem de sahip olduğu % 5 hisse ile kendini bu şirkete ortak olarak gören ………….. adındaki şahsın kardeşi ile birlikte ………………’da bir imalathane daha açtığını, burada at ve eşek etinden yapılan pastırmaları dilimleyip paketledikten sonra zincir marketlerde sattıklarını biliyor muydunuz?

Sonuç: Domuz konusunda herkes topu başkasına atıyor. Bu noktada tüketicinin yapması gereken şeyi Çevre Sağlık İl Müdürlüğü Gıda ve Çevre Kontrol Şubesi Müdürü İrfan Yılmaz özetliyor: “Piyasadaki etleri denetlemek mümkün olmuyor.”

Kısacası ne yediğinize dikkat edin.

Hepimize AFIYET OLSUN!