GİMDES Yayınları

Yeni Dünya Düzeni ve Helal Gıda

Dergi Abonelik

SORULAR SİTESİ

Tescilli Logolarımız

GİMDES.org eBülteni

* = doldurulması zorunludur

tarafından desteklenmektedir MailChimp!

ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI İLE GİMDES VE DHV ARASINDA EĞİTİM PROGRAMI İŞBİRLİĞİ

ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI İLE GİMDES VE DHV ARASINDA EĞİTİM PROGRAMI İŞBİRLİĞİ

Ankara GİMDES Helal Gıda Gönüllüleri ve Orman Mühendisleri Odası organizasyonu ile 11 Kasım Pazar günü Orman Mühendisleri Odası’nın Konferans salonunda “Modernitenin Dayattığı Gıdalar” konulu bir konferans gerçekleştirildi.

Yoğun katılımla gerçekleştirilen konferans Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. GİMDES Ankara Temsilcisi Suat SEZER Bey’in açılış konuşmasından sonra Orman Mühendisleri Odası Başkanı Hasan TÜRKYILMAZ Bey söz aldı ve ezcümle “Burayı devr aldığımızda mescit dahi yoktu ilk icraatımız buraya bir mescit yapmaktı. GİMDES ile yaptığımız bu protokol anlaşması umuyorum ki bu kurumların asli görevini yerine getirmede ikinci adım olacaktır. Bu tür anlaşmaların Helal Gıda ve Helal Yaşam davasında yeri çok önemlidir.”

Müteakiben, Orman Mühendisleri Odası (OMO) ile GİMDES ve Dünya Helal Vakfı (DHV) arasında ayrı ayrı hazırlanan Eğitim Programına dair İşbirliği Protokolü hazirun huzurunda tarafların imzalama merasimi yapıldı.

Bilahare, GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER “Modernitenin Dayattığı Gıdalarımız “ konulu konferansını sundu; 

“Yakın zamana kadar, bu diyarlarda İslam prensiplerinin şekillendirdiği bir Yaşam Tarzımız vardı. Bu Yaşam Tarzımızda insanlar arasında kardeşlikler vardı, komşuluklar vardı, müşterek sevinçler, müşterek üzüntüler yaşanırdı, sevgiler, aşklar vardı, alış verişler, ortaklıklar vardı, hanımların hicabı olan tesettürler mukaddes kabul edilir ona uzanan eller kırılırdı, Kimsenin malına kimsenin gözü takılmazdı. Helalinden yemek, helalinden içmek hayatın temelini teşkil ederdi. Bu muazzam nizam adeta üç kelimede özetlenebiliyordu. HAYAT, İMAN VE CİHAT

Bir asır var ki bu Yaşam Tarzına hasret kaldık. Batılı eşkiyalar adeta bir gece baskını gibi harimimize girdiler ve her yerimizi, her şeyimizi tarumar ettiler. İmamesi kopartılmış tesbih taneleri gibi darmadağan olmuş bir ümmet var bugün karşımızda. Kaybettiğimiz Yaşam Tarzımız yerine dayatılan, bize yabancı, bizi adeta zehirleyen, güya modern, güya batılılaşma ürünü dejenere bir yaşam tarzı ile cebelleşiyoruz bugün.”

Yer yer Müslümanlar kendilerine dayatılan bu yaşam tarzından kurtulma yolunda bazı eylemler yapmaya başladılar. Ülkemizde de evvela bazı hassas cemaatlerde yediğimiz içtiğimiz bazı gıdaları sorgulamaya yöneldiler. Daha sonra sorgulamaların bilimsel ve metotlu bir şekilde yürütülmesinin elzem olduğu gerekçesi ile bu cemaatlerin desteği ile, 2005 yılında GİMDES kuruldu. Helal ve Tayyib hayat nizamımız için gerekli olan en temel ürünlerin gıdalarımız, ilaçlarımız, kozmetik ürünlerimiz olduğu kabul edilerek bu ürünler için Helal ve Tayyib sertifikalama çalışmaları başlatıldı. Bu çalışmalarda rehberlik yapan Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz(sav)’in Hadisleri içerisinde bihassa dikkat çekenler şöyle;

“Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin Helâl ve Temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara, 168)

“Şurası muhakkak ki, Helaller apaçık bellidir Haramlar da apaçık bellidir, ancak ikisinin arasında şüpheliler bölgesi var. Bunları insanların çoğu bilmezler. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere dalarlarsa harama düşmüş olur…” [Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3, (3329, 3330); Tirmizî, Büyû 1, (1205); Nesâî, Büyû 2, (7, 241).]

“Savaştan gelmiş. Üstü başı toz içinde, ellerini kaldırmış Rabbine, ya Rabb, ya Rabb diye dua ediyor. Onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, haramla beslenmektedir. Peki böyle bir kimsenin duasına nasıl icabet edilir?”… (Müslim, Zekât 65)

Peygamber Efendimiz Acıkmadan Yemezdi Doymadan da Kalkardı 

Bugün büyük hastahanelerimiz ile övünüyoruz. Hastalıklarımızın hızla çoğaldığı bir gerçek iken biz sevinemiyoruz. Eski gıdalarımız yok. Ekmeğimiz dahi değişti. Eskiden un, ekşi maya, tuz ve sudan yapılırken bugün Ekmeğimize onlarca katkı maddesi ekleniyor. Fırıncılara sosyal proje olarak ücretsiz sertifika vermek istiyoruz, bugüne kadar binlerce fırınımız olmasına rağmen 2,3 fırın sertifika almak için müracaat edebildi. Hayvansal kökenli sistain kullanıldığı için bir türlü yufkacılar ücretsiz sertifika almayı göze alamıyor. 14000 den fazla ürüne sertifika verdik. Fakat üretilen ürünlerin tümüne göre bunlar devede kulak mesabesinde. Eğer bizler talep edersek el birliğiyle helali benimsersek daha fazla ilerleme katedebiliriz.

1400 yıl önce Helal ve Tayyib kavramı Kuran-ı Kerimde geçmiştir. Müslüman isek bu davanın hakkını vermek zorundayız. Sağlığımız için sunulan ilaçlarımız da en az gıdalarımız gibi tehlikeli katkılar içermektedir. Bize sunulan Kapsüllü ilaçlar da genellikle jelatinden ve çoğunluk domuzdan yapılıyor. Onun için doktorunuzun kapsüllü ilaçlar yazmaması için talepte bulunun. Birlikte mücadele edersek bu işin üstesinden gelebiliriz. Onun için bir ve beraber olmak zorundayız.

Dünyadaki Müslümanlar Türkiye’nin öncülüğünde Helal ve Tayyip sistemin kurulması özleminde yaşıyorlar. Türkiye, kendisine verilen bu misyon için biran evvel kendisine çeki düzen vermelidir.

Konferans sunumundan sonra katılımcıların sorularına cevaplar verildi ve toplantı dualarla nihayet buldu.

Comments are closed.