GİMDES Yayınları

Yeni Dünya Düzeni ve Helal Gıda

Dergi Abonelik

SORULAR SİTESİ

Tescilli Logolarımız

GİMDES.org eBülteni

* = doldurulması zorunludur

tarafından desteklenmektedir MailChimp!

İŞLENMİŞ ET ÜRÜNLERİ KANSERE, HAFIZA KAYBINA, BEYİN HASARINA SEBEP OLABİLİYOR!

BUNA KİMSENİN HAKKI YOKTUR…

İŞLENMİŞ ET ÜRÜNLERİ(SUCUK, SALAM, SOSİS VE PASTIRMA) KANSERE, HAFIZA KAYBINA, BEYİN HASARINA SEBEP OLABİLİYOR!

SODYUM NİTRİT(E250)- SODYUM SÜLFİT(E221)- MONOSODYUM GLUTOMAT(E621)

Pek çok okul kantininde, hastane kafeteryalarında, fast-food lokantalarında ve yemek fabrikalarında binlerce menüde sodyum nitritli gıda ürünleri insanlara sunulmaya devam edilmektedir. Bu katkı maddesinin kullanımı çok yaygındır. İşlenmiş et ürünlerinin büyük miktarlarda tüketildiği pek çok toplumda kanser oranı süratli bir patlama göstermektedir.
GİMDES,bu sebeple Helal Sertifikalama prosedüründe bu tip katkı maddeli ürünlere kesinlikle izin vermemektedir.

SODYUM NİTRİT (E250)

“Sodyum nitrit bizatihi kendisi kanserojen değildir. Ancak çoğunlukla kanser tetikleyicisi olan nitrosaminleri oluşturan, proteince zengin gıdalardaki amino asitlerle kombine olmaları sebebi ile kanser tetikleyici olarak rol oynamaktadırlar. Antioksidanların yeterli miktarda ilavesi ile işlenmiş et ürünlerindeki nitrosamin seviyelerinin düşürülmesi, bu gıdalardaki sodyum nitritin kanserojen etkisini azaltmaya yardım edebilir’ açıklamasını yapan Oregon Devlet Üniversitesi Linus Pauling Enstitüsü’nden Prof. Dr Richard Scanlan, bu tür işlenmiş et ürünlerini tüketirken beraberinde vücuttaki nitrosaminlerin oluşumunu azaltmaya yardım edecek antioksidan C ve E vitaminlerini içeren gıdalar almayı tavsiye ediyor.

Tüketiciler, öğünlerden önce C ve E vitaminleri gibi koruyucu antioksidan kullanarak sodyum nitritin kanser oluşturma etkisini azaltmaya yardımcı olabilirler. Ancak, bilinen bir gerçektir ki vitaminler %100 koruyucu olamazlar. Ayrıca ekseriya çaresiz ve bilgisiz durumda olan tüketiciyi böyle bir riskle karşıkarşıya getirmeye kimsenin hakkı olmamalıdır.

Burada yegâne güvenli strateji, tamamen sodyum nitritli gıdaları tüketmekten uzak durmaktır.

Yeni bir araştırma, işlenmiş et ürünleri tüketimi sonucunda pankreatik kanser riskinde %67 artış olduğunu göstermektedir.

7 yıldır, yaklaşık 200 000 erkek ve kadın hastanın izlendiği, Hawai Üniversitesinde, yürütülen yeni bir araştırma, işlenmiş et ürünü tüketiminin, pankreatik kanser riskini artırdığını göstermiştir. Araştırmanın grup sözcüsü Ute Nothlings’e göre, çok miktarda işlenmiş et ürünü(sucuk, salam, sosis vs.) tüketen insanlar, çok az tüketen veya hiç tüketmeyenlere nazaran %67 daha fazla pankreatik kanser riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Ancak, araştırmacıların, bu pankreatik kanser riskinin artış sebebini henüz tam olarak tespit etmeyi başaramadıkları ifade edilmiştir. Buna karşın, kanser riskinin artışındaki gerçek sebebin, gıda işleme firmalarınca sodyum nitrit olarak bilinen ve kansere yol açmayı tetikleyen katkı maddesinin yaygın kullanılması olduğu, beslenme uzmanı Mike Adams tarafından ifade edilmektedir.

Takriben tüm işlenmiş et ürünlerinde, sodyum nitrit, katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Halen bu katkı maddesi, vücutta kanser hücrelerinin oluşumunu ve büyümesini hızlandıran güçlü kanser nedeni kimyasallar olarak bilinen kanserojenik nitrosaminlerin öncüsü olduğu bilinmektedir. Tüketiciler, bilinen et ürünleri ile birlikte sodyum nitrit aldıkları zaman, vücutta nitrosaminler oluşur. Bunlar oluştukları yerde, kolon kanseri, pankreatik kanser dahil, çeşitli kanserlerin gelişmesini teşvik ederler.

Sodyum nitrit, insan gıda tedarikinde yeri olmayan, kansere neden olan bir katkı maddesi olarak tehlikelidir. USDA(FDA), 1970’li yıllarda bu katkı maddesinin kullanımını yasaklamak için teşebbüse geçti, ancak tüketiciye daha cazip görünümlü gıda maddeleri yapmak için, bir renk sabitleyici olarak bu katkı maddesine bel bağlayan et işleme firmalarının karşı direnci ile karşılaştı. Bugün Et Firmaları, pek çok ülkede, halkın sağlığını tehdit etmesi bahasına, işlenmiş et ürünlerinde sodyum nitriti kullanmaya devam etmektedirler. Bu yeni araştırma ise işlenmiş et ürünlerinin tüketimi ile kanser arasındaki bağı açık bir şekilde ispat etmektedir.

İşlenmiş et ürünlerinin tüketiminin etkisinin negatif tarafı sadece pankreatik kanser değildir.İşlenmiş et ürünlerinin tüketimini takiben Lösemide de %700 lük bir patlama gözlenmektedir.

Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Grubu HACSG’nin notunda ise:

“Sodyum nitritli ürünlerin tüketilmesi sonucunda, baş dönmesine, baş ağrısına, nefes alma zorluğuna ve potansiyel kanser riskine neden olabilir. Çocukların yiyeceklerinde kullanılmamalıdır.”

“Sodyum nitrit bizatihi kendisi kanserojen değildir. Ancak çoğunlukla kanser tetikleyicisi olan nitrosaminleri oluşturan, proteince zengin gıdalardaki amino asitlerle kombine olmaları sebebi ile kanser tetikleyici olarak rol oynamaktadırlar. Antioksidanların yeterli miktarda ilavesi ile işlenmiş et ürünlerindeki nitrosamin seviyelerinin düşürülmesi, bu gıdalardaki sodyum nitritin kanserojen etkisini azaltmaya yardım edebilir’ açıklamasını yapan Oregon Devlet Üniversitesi Linus Pauling Enstitüsü’nden Prof. Dr Richard Scanlan, bu tür işlenmiş et ürünlerini tüketirken beraberinde vücuttaki nitrosaminlerin oluşumunu azaltmaya yardım edecek antioksidan C ve E vitaminlerini içeren gıdalar almayı tavsiye ediyor.

Tüketiciler, öğünlerden önce C ve E vitaminleri gibi koruyucu antioksidan kullanarak sodyum nitritin kanser oluşturma etkisini azaltmaya yardımcı olabilirler. Ancak, bilinen bir gerçektir ki vitaminler %100 koruyucu olamazlar. Ayrıca ekseriya çaresiz ve bilgisiz durumda olan tüketiciyi böyle bir riskle karşıkarşıya getirmeye kimsenin hakkı olmamalıdır.

Burada yegâne güvenli strateji, tamamen sodyum nitritli gıdaları tüketmekten uzak durmaktır.

Bilhassa bebek bekleyen anneler, bebeklerde oluşabilecek beyin tümörlerinin çok yüksek derecedeki riskinden dolayı sodyum nitritli ürünleri tüketmekten şiddetle kaçınmalıdır. Anne-babalar da çocuklarının beslenmelerinde sodyum nitritli ürünlerden ve bu ürünlerle yapılmış tost ve pizza gibi gıda maddelerinden şiddetle uzak durmalıdırlar.”SODYUM NİTRİT; ÖZELLİKLE, CENİN, BEBEK VE ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİDİR.”

Üzüntü ile kaydedelim ki, pek çok okul kantininde, hastane kafeteryalarında, fast-food lokantalarında ve yemek fabrikalarında binlerce menüde sodyum nitritli gıda ürünleri insanlara sunulmaya devam edilmektedir. Bu katkı maddesinin kullanımı çok yaygındır. İşlenmiş et ürünlerinin büyük miktarlarda tüketildiği pek çok toplumda kanser oranı süratli bir patlama göstermektedir.

Şimdilerde bazı ülkelerde, bazı firmalar nitritsiz, nitratsız etiketi ile sağlıklı alternatifler sunmaya başlamışlardır, ancak bu ürünlerin sadece sağlık ürünleri satan mağazalarda ve organik ürünler satan marketlerde satılıyor olmaları tüketicilerin, bu ürünlere ulaşmasını güçleştirmektedir. Ülkemizde ise henüz böyle bir yaklaşım gösteren markalı bir iki firmanın dışında, başka firmalar ortalarda gözükmediği gibi, merdiven altı tabir edilen ismi, cismi, üretim yeri, üretim tarihi belli olmayan, tam manası ile gıda terörü ürünlerinin rahatlıkla üretildiği ve satılabildiği acı bir gerçekle karşı karşıya bulunmaktayız.

Nitrosaminleri oluşturan ve ister hamile olsun ister olmasın kanser rizkini artıran nitritler ve nitrit içeren gıdaları(sucuk,salam,sosis, pastırma gibi) özellikle hamilelik esnasında tüketmek tehlikelidir. Çünki, nitritler plasentaya geçebilir ve ceninin gelişmesine zarar verme potansiyeli sonucunu oluşturur. “International Journal of Cancer” 1999 Mart sayısında yayınlanan bir makalede bu konuda açıklanan notta: “Hamilelik esnasında nitrat ve nitritle konserve edilmiş et ürünlerinin tüketimi çocuklarda beyin tümürü riskini artırmaktadır”ifadesi yer almaktadır .

“Prescription for Dietary Wellness,” kitabının yazarı Phyllis A. Balch kitabında “ sodyum nitrit tuzları nitrosaminler denen kimyasalları üreten bir reaksiyonu oluşturabilir ki bu kanser gelişim riskinizi artırır.

The American Medical Association ise sodyum nitritler sindirim sistemi ve beyin kanserine yol açabilir uyarısını yapmaktadır.Ayrıca nitrit içeren ürünlerle kalp, damar ve solunum sistemlerinde de rahatsızlıklara yol açtığı bildirilmektedir.

University of Minnesota Extension’a göre laboratuar hayvanları üzerinde yapılan deneylerde nitrosaminlerin kanserojen etki yaptığı anlaşılmaktadır tesbiti yapılmaktadır.

the National Pain Foundation’ın yaptığı açıklamaya göre, migren başağrıları için nitritli gıdalar muhtemel tetikleyici gıdalar olarak bildirilmekte ve migrene meyilli insanların nitritli et ürünlerini kısıtlamaları tavsiye edilmektedir.

“Is Sodium Nitrite Good for You?” başlığı ile yayınlanan bir makalede;”Hücreler ve organlar uygun şekilde fonksiyonlarını ifa edebilmek için yeterli miktarda oksijene ihtiyaçları vardır.İnsan vücudu aynı zamanda kırmızı kan hücreleri ile ilgili olarak yeteri miktarda hemoglobine de gereksinim duymaktadır.

American Medical Association’a göre; yüksek miktarda nitrit tüketiminin methemoglobinemia’ya yol açtığına dair reddedilemez veriler söz konusudur. Bu ise vücudun her yerine oksijenin naklini yapamaz duruma gelen kırmızı kan hücrelerindeki bir koşuldur. Bu koşul solunum problemlerine neden olur ve sonuçta ölüme sebep olabilir.

Eğer aşırı miktarda nitrite maruz kalınmışsa sonradan oluşan akut methemoglobinemia gelişebilir. Buna bağlı olarak oksijen eksikliğinden oluşan siyanoz, düzensiz kalp atışları, baş dönmesi, uyuşma, konvülsüyonlar ve koma durumları ile karşılaşılabilir

SODYUM SÜLFİT (E221)

Gıda maddelerinde ve ilaçlarda renk ve kıvam koruyucu, bozulmayı önleyici ve renk ağartıcı gibi maksatlarla kullanılan bir katkı maddesidir. Meşrubat, kurutulmuş meyve, bisküvi, salam, sosis, sucuk ve kurutulmuş-tuzlanmış balık ürünlerinde katkı maddesi olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Ülkemizde bu konuda araştırmalar yapmış, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Yard.Doç.Dr. Vural Küçükatay araştırma sonuçlarını şu şekilde özetlemektedir.

“Deney hayvanları üzerinde yaptığım araştırmada sodyum sülfitin beyin fonksiyonlarını etkilediği yönünde bulgular elde ettim.

Sodyum sülfitin besin ve ilaç yolu ile alınması halinde öğrenme ve hafıza bozukluğu başta olmak üzere beyin fonksiyonlarına zarar verdiğini tespit ettim. Sürekli tüketime bağlı olarak bu zararın daha da büyük boyutlara çıkması kaçınılmazdır.”

Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Grubu HACSG’nin notunda ise:

“Astmatik yapıdaki insanlarda alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Sodyum sülfitli ürünlerden kaçınılması tavsiye edilir.”

ABD’de bu katkı maddesinin kullanıldığı ürünlerin etiketinde miktarının yazılması yasal zorunluluk olduğu halde ülkemizde etiket üzerinde miktar belirtilmemektedir. Bu da tüketiciye verebileceği zararın bilinmesini engellemektedir.

Sodyum nitritli ürünler için yaptığımız ikazı, Sodyum sülfitli ürünler için de yapabiliriz.

Bilhassa bebek bekleyen anneler, bebeklerde oluşabilecek beyin tahribatının çok yüksek derecedeki riskinden dolayı sodyum sülfitli ürünleri tüketmekten şiddetle kaçınmalıdır. Anne-babalar da çocuklarının beslenmelerinde sodyum sülfitli ürünlerden ve bu ürünlerle yapılmış tost ve pizza gibi gıda maddelerinden şiddetle uzak durmalıdırlar.”SODYUM SÜLFİT; ÖZELLİKLE, CENİN; BEBEK VE ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİDİR.”

E621 MONOSODYUM GLUTOMAT (MSG)

Monosodium Glutamate E621 bilinen bir katkı maddesidir. Ancak aynı zamanda hidrolizlenmiş protein formasyonunda da bulunabilir. Bu formasyonda gıda maddelerine eklendiği zaman monosodium glutomatın mevcudiyetini belirtmeye ihtiyaç yoktur. MSG, hazır çorbalar, salata sosları, sucuk, salam, sosisler, tütsülenmiş balık, patates cipsleri gibi pekçok paketlenmiş gıda maddelerinde lezzet artırıcı olarak kullanılmaktadır. Bir yazar ve sinir hastalıkları uzmanı olan Dr. Russell Blaylock’a göre; ani kalp ölümleri ile (özellikle sporcularda) ve MSG ve yapay tatlandırıcılar gibi katkı maddelerin sebep olduğu excitotoxic hasarlar arasında bir bağ bulunmaktadır. Excitotoxinler bir gurup heyecan artırıcı amino asitlerdir ki, bunlar hassas sinir hücrelerinin ölümüne sebep olabilir.

Yakın zamandaki araştırmalar göstermiştir ki, çok miktarda glutamatın neden olduğu aşırı beyin reseptör hücre aktivasyonu, hücreleri öldürebilmektedir. Bu ise ilave olarak akla getirmistir ki, bu fazla glutamat, Alzaymer, Perkinson ve Huntingdon gibi sinir dejenerasyonu hastalıklarında bir parça rol oynayabilir. Ancak gıdalarla alınan glutamatların bu hastalıklarda bir parça payının bulunması hususu henüz tartışılmaktadır. Ancak tartışılıyor olması dahi sağlığımız açısından bu katkı maddesinden uzak durmamızı gerektirmelidir.Bilhassa çocuk gıdalarında asla kullanılmamalıdır!

Pekçok tüketici de MSG nin hastalık yapıcı etkisini bizzat yaşamışlardır. MSG içeren gıdaları yedikten sonra ortaya çıkan bu rahatsızlıklar, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusmadır.Birçok üründe MSG kullanımı maalesef gizli yapılmakta etikette gösterilmemektedir. Eğer güvenli bir katkı maddesi ise üreticiler neden gizlemeyi tercih ederler?

Türkiye’de ise bu madde çok yaygın olarak kullanımdadır; mesela hepimizin gözleri kapalı olarak kullandığı meşhur TUZOT, Knor Çesni vs.gibi sözde tuzların ana maddesi MSG’dir. Bu burada bitmiyor sadece başlıyor. Bundan sonra marketten alışveriş yaparken lütfen alacağınız hazır çorbalara, patates cipslerine, mısır cipslerine, salam, sucuk, sosis, pastırma ve hazır bütün soslara, tüketilmeye hazır donmuş donmamış bütün yiyeceklere, kısacası bütün ambalajlı gıda maddelerine bakınız. Eğer yalan yazmadılarsa %95 ‘inde bu maddeyi bulacaksınız.

Bu maddenin bir de örtülü, gizli adı vardır. Nispeten bilgili tüketicileri atlatmak icin; Lezzet arttırıcı, kıvam arttırıcı, doğala özdeş aroma, E 621, vb. isimlerle gizlerler. Daha korkuncunu söylemem gerekirse bu madde çocuk mamalarında ve organik ve diyet denilen ürünlerde de kullanılabiliniyor.

GİMDES, bu sebeple Helal Sertifikalama prosedüründe, sodyum nitrit, sodyum sülfit ve monosodyum glutamat türü katkı maddeleri içeren ürünlere kesinlikle izin vermemektedir.

Bugün bu şartlarımızı yerine getiren iki firma istenilen şartlarda işlenmiş et ürünleri üretmeye devam etmektedir.

Bizim bu tip ürünlerine Helal Sertifika veremediğimiz bazı firmaların, toplumun sorgulamalarından yakalarını kurtarabilmek için, bazı özensiz ve gayriciddi kurumlardan para karşılığı sertifika almaya çalışmaları ise ibret verici bir durum arzetmektedir.

Kaynaklar:
http://www.organicconsumers.org/foodsafety/processedmeat050305.cfm
http://www.organicconsumers.org/foodsafety/processedmeat050305.cfm
http://www.truthpublishing.com/GroceryWarning.html
www.TruthPublishing.com/GroceryWarning.
http://www.news.com/007024.html www.newstarget.com/007024.html
Preston-Martin, S. et al. “N-nitroso compounds and childhood brain tumors: A case-control study.” Cancer Res. 1982
Northern Allery Centre’s-Guide to Food Additives
“International Journal of Cancer”; Maternal diet during pregnancy and risk of brain tumors in children;Greta Bunin; March 1999
http://www.livestrong.com/article/344031-sodium-nitritepregnancy/
American Medical Association: Labeling of nitrite content of processed foods
http://www.livestrong.com/article/467765-is-sodium-nitrite-good-for-you/
http://www.livestrong.com/article/534146-consequences-of-sodium-nitrate-sodium-nitrite-in-childrens-diets/
http://lpi.oregonstate.edu/f-w00/nitrosamine.html
“Cancer Epidemiology,Biomarkers,and Prevention”; Maternal consumption of cured meats and vitamins in relation to pediatric brain tumors; S. Preston-Martin et al; August 1996
“Bulletin of Environmental Contamination and Toxicology”; Methemoglobinemia induced by transplacental passage of nitrites in rats; N. Gruener et al; 1973
California Environmental Protection Agency; Evidence on Developmental and Reproductive Toxicity of Sodium Nitrite; Marlissa Campbell, Ph.D., et al.; March 2000
Agency for Toxic Substances & Disease Registry; Nitrate/Nitrite Toxicity: What Are the Physiological Effects of Exposure to Nitrates/Nitrites?; September 24, 2007
University of Minnesota Extension; Nitrite in Meat; Richard J. Epley, et al.; 1992
http://lpi.oregonstate.edu/f-w00/nitrosamine.html
http://www.truthinlabeling.org/
http://www.ukfoodguide.net/bestavoided.htm

Comments are closed.