+90 212 438 33 18 (PBX)

RAMAZAN AYI MÜ’MİNLER İÇİN BİR FIRSATTIR.

kadir
RAMAZAN AYI MÜ’MİNLER İÇİN BİR FIRSATTIR.

Maddi ve manevi hayatımızı yenilemede, yanlış alışkanlıklarımızdan arınmada, yeme içmemizden günlük yaşantımızdaki her amelimize kadar ciddi bir özeleştiri yapmada Allah(cc) tarafından önümüze konan bu fırsattan azami derecede istifade etmek için karar vermeli ve uygulamaya başlamalıyız.

Resûlullah, (s.a.v) bir Şaban ayının son günü bir hutbe irad buyurdu ve şöyle dedi:

“Ey Müslümanlar!

Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu, içinde ‘bin aydan daha hayırlı’ olan Kadir Gecesi’nin bulunduğu bir aydır.
Bu ay, Allahû Teâlâ’nın, gündüzlerinde orucu farz; gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru kıldığı (mübarek) bir aydır.

Bu ayda kim bir hayır işlerse başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getiren gibi sevap kazanır.

Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir.

Bu ay, ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır.

Bu ay, mü’minin rızkının arttığı bir aydır.

Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebeb olur. İftar ettirdiği Müslümanın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin onun kazandığı kadar da sevap kazanır.”

“- Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar ettirecek imkâna sahip değildir…” dediler.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v);

“Allahû Teâlâ bu sevabı bir oruçluya bir hurma veya bir yudum su ya da bir içim süt ile iftar ettirene de verir” buyurduktan sonra hutbesine şöyle devam etti:

“Bu ay evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bir aydır. Kim (bu ayda) emri altındakilerin yükünü hafiletirse, Allah onu bağışlar ve cehennemden azâd eder.

Bu ayda dört şeyi çok yapınız. Bunların ikisi ile Rabbinizi hoşnud edersiniz; ikisinden de zaten uzak kalamazsınız. Rabbinizi hoşnud edecek iki işiniz; lâ ilâhe illallah diyerek Allah’ın birliğine şehadet etmeniz ve bağışlanma dilemenizdir. Uzak kalamayacağınız öteki iki şeye gelince, onlar da Allah’tan cenneti isteyip cehennemden uzak kalmayı dilemenizdir.

Kim bir oruçluyu doyuracak olursa, Allah onu benim havuzumdan sulayacak, o da cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.” (İbn Huzeyme, Sahih III, 191-192)

Ramazan ayı, fert fert ve tüm ümmetin muhasebe ayıdır. Bu sebeple, bu Ramazan’da hepimiz nefsimizi baştan ayağa tam bir denetime sokmayı sağlamalıyız. Bugün ümmet olarak çekilen kahırların, ızdırapların ve zilletlerin kaynağında nefsimize ait hataları, noksanlıkları ve zafiyetleri bir bir araştırıp tespit etmeye çalışmalı ve ıslahı için çözümler üretmeliyiz.

Biz diyoruz ki, bugün ümmetçe düştüğümüz zilletlerin temelinde bilgisiz ve bilinçsiz bir topluma dönüşmüş olmamız yatmaktadır. Düşüncemizde, davranışlarımızda ve hareketlerimizde İslami ölçüleri referans olarak almak zorunda bulunduğumuz halde; bilgisizlik ve doğru bilgiyi araştırmada gösterdiğimiz tembellik ve umursamazlık günlük hayatımızın her kademesinde karşılatığımız olaylarda bilinçsiz, yanlış ve İslami ölçülerin dışında tepkiler vermemize neden olmaktadır.

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olurmu?” Kur’ani ikazın ışığında ve Ramazan ayının mübarek aydınlığında nefis muhasebelerimizi yaparak İslamla aramızdaki mesafenin sıfırlanmasına çalışmak en önemli bir CİHADIMIZ olacaktır.

Bugüne kadar çoğu kez gereken dikkati gösteremediğimiz; gıdalarımızın, ilaçlarımızın, kozmetik ürünlerimizin helal ve temiz olup olmadıklarına, aynı zamanda sağlıklı olup olmadıklarına bu ayın hürmetine daha biraz dikkat ve itina göstermeye gayret edelim. Bu anlayışla alışveriş yaptığımız marketleri, kasapları, fırınları, pastaneleri yeniden gözden geçirelim.

Bu gün ümmet olarak duaya ne kadar muhtacız! İslam topraklarında kan var, gözyaşı var, hıçkırık var. Zalimler, gece gündüz demeden, çoluk, çocuk, kadın demeden Müslümanları vurmaya devam ediyor. Gözyaşlarımızı akıta akıta dua etme zamanıdır. Gücümüz yettiğince yardımlarına koşarak fiili duaların yapılacağı zamandır.

kadir

🎶 Gimdes Radyo Yayını