
DOÇ.DR. İLKER ALAT‘I SORGULAMAYA KALKANLARI KİM SORGULAYACAK?
MÜSLÜMAN DOKTOR VE ECZACILARIMIZA BİR SERZENİŞİMİZ
MÜSLÜMANLARI VAZİFEYE DAVETİMİZ
SAĞLIK BAKANIMIZA ARZIMIZ
Doç.Dr.İlker ALAT bey kardeşim Afyonda verdiği bir birinden önemli konferanslar ve Anadolu ajansına yaptığı açıklamalar domuz severleri , çapulcu, yağmacı devşirmeleri ayağa kaldırdı.
Afyon karahisar Devlet hastanesi yetkilileri de, gazete haberlerine göre hastanede görev yapan kardeşimiz için soruşturma başlatmışlar.
GİMDES olarak senelerdir ülkemizdeki tıp gerçeğini sürekli gündemde tutmaya çalıştık. Kardeşimizin gündeme getirdiği konular, tıpatıp gerçeğin bir kere daha meslek içinde olan ve akademik kariyer sahibi bir kardeşimiz tarafından tekrar ortaya konmasından ibaret iken neden bu kıyamet koparmalar?
Bu ülkenin içinde, müslümanım diye caka satan namazlı niyazlı doktorlarımız ve eczacılarımız nerede?. 30 yıldır onlardan şikâyetçiğim. Hala hipokrat yemininin donukluğu ve sarhoşluğu içerisindeler mi? anlayamıyorum. Onların içerisinden, yıllardır gizledikleri, kuzu kuzu uyguladıkları, müslümanın imanını tehdit eden bu konuda, bir yiğit kahraman çıktı ve “kral çıplak dedi”. Mesele bu iken Doktor ve Eczacı kardeşlerim neredesiniz? Diplomanızı alacaklarından mı , para kazanma kapılarınızın kapanacağından mı korkuyorsunuz?, Meslek dayanışmanız bozulacak? diye tedbir mi uyguluyorsunuz.Kusura bakmayın dost acı söyler.
Bırakın bu korkuları, biliyorsunuz ki korkunun ecele faydası olmadığı gibi korkarım sahte zamane fetvacıların fetvaları da sizi kurtaramıyacak.Zaruret maddesini istismar ederek haram ilaçlara da izin vererek elinizi genişlettiler, siz de durumdan istifade ederek mütedeyyin, hayatı boyunca takva yaşamaya çalışan, ağzına haram sokmamış müslümanların reçetelerine bol bol obiçim ilaçları onların haberi olmadan yazdınız ve eczanelerinizde sattınız. Hepimiz yarın ruz u mahşerde Allah(cc)’a hesap vereceğiz, siz de hesap vereceksiniz ey müslüman doktorlar ve eczacı kardeşlerim. İçinizde bu serzenişime girmeyecek çok az kardeşim var. Onların içerisinde yıllardır hastalarına helal olduğuna karar verebildiği 45 çeşit ilaçtan başka ilaç yazamıyan kardeşlerimiz var. Mesleği bırakan kardeşlerimiz var. Onları tenzih ederek bu serzenişlerimi dile getiriyorum.
Bu işin eses hainlerine bir sözüm yok. Zaten 100 yıldır üzerimizde uygulanan devşirme operasyonlarında küfürde kalmayı seçmişler. Yobazlık, sahtekarlık ve hainlik gibi konularda kariyerlerini yapmağa devam ediyorlar. Çapulcu ve yağmacı devşirme sürülerini desteklemeye, dünyadaki emperyalist güçlerin bir kolu olan ilaç ve organ mafiası ile sarmaş dolaş işlerini yürütmeye devam etmektedirler.
Müslümanlar en az onlar kadar cesur olmazlarsa tabii ki sesleri yüksek olacak.
Bu yazımı okuyan tüm müslüman doktor, eczacı, hasta ve hasta sahipleri ve tüm kardeşlerime son sözlerim:
“ALLAH SİZİN ŞİFANIZI SİZE HARAM KILDIĞI ŞEYLERDE KILMAMIŞTIR!”Hz.MUHAMMED (S.A.V.)
Kapsüllü ilaçların neredeyse tamamının jelatinden yapıldığını ve jelatinin de neredeyse tamamının domuzdan ya da kendisi helal olsa bile üretimi ve kesimi helal olmayan hayvanlardan elde edildiğini biliniz.
“Modern” dediğiniz tıbbın güncel uygulamalarının içinde daha birçok ilacın ve işlemin İslam’ın haram kabul ettiği yöntemleri içerdiğini biliniz.
Her türlü ameliyatta kullanılan ilaç, gereç, yardımcı malzemelerin bir çoğunun haram tehlikesi arzettiğini biliniz.
Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’nin 184 no’lu telefonunu arayarak, bu ülkenin Müslüman bir vatandaşı olarak, üretim kaynakları, üretim teknolojisi ve tüm uygulama yöntemleriyle HELAL Ve SAĞLIKLI UYGULAMALARI içeren, sağlık politikalarını devletin geliştirmesi yönündeki talebinizi iletiniz.
Aksi halde sessiz kaldığınız ölçüde her haram uygulamadan siz de kısmen sorumlusunuz.
Hani diyor ya Hz. Ömer (r.a.): “Bugün Allah için ne yaptın?”…
Evet, Allah (c.c.) için bir şeyler yapın…
184 no’lu telefonu arayarak talebinizi bildirin.
Ayrıca bilmeyenlere de konuyu anlatıp onları da telefonla aramaları konusunda ikna edin.
Buradan son olarak yetkililere seslenmek istiyorum:
“Müslüman olarak biz diyoruz ki “Yiyen yesin, kullanan kullansın, besleyen beslesin, satan satsın, üreten üretsin, ama biz yemek istemiyoruz, içmek istemiyoruz, kullanmak istemiyoruz, haramla tedavi olmak istemiyoruz. İrademizin dışında, bilgimizin dışında, bizi aldatarak kimse bize dinimizde haram kılınan bir maddeyi yedirme, içirme ve ilaç olarak kullandırma hakkına sahip değildir.
Ve aldatanlara karşı da asla sessiz kalmayacağız. Haklarımızı sonuna kadar korumaya kararlıyız. Bu bizim insan olmamızın en tabii, en temel hakkımızdır. Eğer inançlarımıza saygı gösterilmesini ve inançlarımıza uygun yaşamak istiyorsak bu bilinç içerisinde olmak zorundayız.”
Muhterem Sağlık Bakanıma Arz.
Şimdi, ben bir müslüman olarak, yıllar boyu gasbedilmiş bu hakkımı siz muhterem Bakanımdan tekrar talep ediyorum. Tekrar dememin sebebi tam 9 sene önce sizden önceki muhterem Bakanımıza yazdığım uzun bir mektupta bu isteklerimi arz etmiş, maalesef çok güzel hizmetler yapmış olmasına rağmen bir müslüman için hayati ehemmiyeti haiz olan bu isteklerimi es geçmişti.
Bu hususta yapılması gereken pek çok çalışma vardır elbette. Ancak, Her ürün için, ürünün üzerinde ya da beraberinde yer alacak bir “Ürün Beyannamesi” şart koşulmalı ve bu beyannamede asgari olarak şu hususlar yer almalıdır:
1. Bütün ilaç ürünlerinde, yardımcı malzeme ve aletlerde, kullanılan katkı maddelerinin tamamının müslümanın inancına uygun üretimi sağlanmalıdır, gerçekleştirilemediği takdirde -eser miktarda da olsa- etiketin içindekiler kısmında belirtilmelidir.
2. Hayvani kökenli katkı maddelerinin, tıbbi gereçlerin, yardımcı maddelerin hayvan ismi ve hangi ülkeden, hangi usûllerle temin edildiği, temin edilen ülkelerde o maddenin nasıl bir işlemle elde edildiği mutlaka belirtilmelidir.
3. Katkı maddesi alkolde muamele edilmişse, alkol miktarı ne olursa olsun, mutlaka belirtilmelidir.
4.İthal edilen ilaç, ham madde ve katkıların beyan usulü ile ithal izinleri iptal edilmeli.Yurtiçi akredite laboratuarlarda tahlil edilmelidir.
5. Bu hususta ayrıntılı ve etkin yaptırımlara sahip bir mevzuat hazırlanmalıdır.
6. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın uhdesinde bulunan “Tüketicileri Koruma Kanunu” kapsamına ilaç, kozmetik ve gıda ürünleri de alınmalı; ilaç, gıda ve kozmetik ürünleri Sağlık, Tarım ve Sanayi Bakanlıkları ile Tüketici Derneklerinin oluşturacağı müşterek bir komite tarafından kontrol ve denetim altında tutulmalıdır.
7. Sağlık Bakanlığının mutlaka Avrupa kodeksine bağlılığı en kısa zamanda iptal edilmeli ve kendi inançlarımıza uygun bir kodeks oluşturmalıdır
8. İslam ülke ve kurumları ile işbirliği yaparak müslümanların imani bir meselesi olan helal ve tayyib tedavinin, ilaç, gereç ve yardımcı maddelerin üretiminin yolunu açmalıdır.
Hürmetlerimle
Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
GİMDES BAŞKANI
WHC Konsey Başkanı
Daha once yayınlanmış yazılarımız
ilaçta domuz,kozmetikte cenin katkısı
yürek yakan ilaçlar
tıp dosyası
jelatin kapsül içinde balık yağı
