This gallery contains 1 photo.
Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
İster yaşlı olun, ister genç nesilden olun, ister bey olun, ister hanım efendiler olun üzerinde yaşadığınız Türkiye Toprakları, bütün dünyada ki insanların gündeminde. Kimi muhabbetle, kimi düşmanca, kimi imrenerek, kimi hasetle bakıyor. Bu topraklar bütün dünyanın gündeminde iken sizler uyuyamazsınız, sessiz kalamazsınız, üstelik gereken eylemi yapmaktan kaçamazsınız. Anlatacağım son 150 yılının ilk yarısını beni dünyaya getiren ailemin ve toplumun anlattıklarından, son yarısını da dolu dolu yaşamış ben kardeşinizden olacak.
Son 150 yıllık zaman diliminde zirveden en dibe düştükten sonra, tekrar zirveye tırmanış sürecini yaşıyoruz. 150 yıl önce İngiltere’nin başını çektiği bugün AB ismi ile tescil ettirdiği Avrupa eşkıya çetesi Osmanlı sarayına dadandı. Sarayda, kardeşler, enişteler ve torunlardan oluşan bir ajanlar çetesi oluşturmaya çalıştı. Bunda da başarılı oldular. Koca imparatorluk yıkıldı yıkılacak. Ta ki karşılarına büyük ölçüde kendilerinin de emek verdiği çetin ceviz bir padişah çıkınca oyun bozulur gibi oldu.33 yıl onunla uğraşmak zorunda kaldılar. Bu çetin ceviz Abdulhamid Han’dan başkası değildi.
Batıcı, Türkçü, İslamcı, Sosyalist, Müslim, gayrimüslim kimliklerine parçaladıkları toplumu da zaman içerisinde II.Abdülhamid’e ve onun yönetimine karşı birleştirdiler. Yurt dışına kaçan meşrutiyet yanlısı güya aydınlar da Abdülhamid rejimine yönelik muhalefetlerini dışarıdan sürdürdüler. İçeriden ve dışarıdan büyük bir maharetle yürütülen kampanyalar, algı operasyonları, yalan haberler, “Abdülhamid giderse Türkiye kurtulur” inancını güçlendirdi. Öyle bir hava oluşturuldu ki, Abdülhamid’e taraf olmak, baskıya, şiddette, istibdada taraf olmak, hatta “vatana ihanet” etmek anlamı kazanmıştı.
Continue reading