GİMDES Yayınları

Yeni Dünya Düzeni ve Helal Gıda

Dergi Abonelik

SORULAR SİTESİ

Tescilli Logolarımız

GİMDES.org eBülteni

* = doldurulması zorunludur

tarafından desteklenmektedir MailChimp!

ÖNCE YOLDAŞ, SONRA YOL…

” Onun (şeytanın) hakkında şöyle yazılmıştır: Kim onu yoldaş edinirse bilsin ki (şeytan) kendisini saptıracak ve alevli ateşin azabına sürükleyecektir.”(Hac.4)

Bir yola gideceksen ve o yolun sonunda umduğuna ermek istiyorsan eğer, yoldan önce kiminle o yola çıktığına daha çok dikkat etmelisin. Niyete uygun yol arkadaşları bulmalısın. Müslüman’ca düşündüğümüzde yola göre yoldaş seçimi yapmaya çalışmak doğru bir karardır.

Maksadına göre yolların çeşitli olması seni şaşırtmasın, yolların her birisi tek başına doğru yol olarak seni gideceğin istikamete götürüyor olmalıdır. Ayrı ayrı maksatlı hedeflere götüren yollar için seçeceğin yoldaşları da yoluna göre ayrı ayrı seçmelisin. Bizim yoldaşlığımız sadece dünya için olmamalıdır. Aile kurmada olsun, mesleki ve ticari faaliyette olsun, komşulukta olsun, siyasette olsun beraber yürünecek kişilerin özellikleri ona uygun seçilmeli. Yoksa birlik ve beraberlik te olmaz, o yolculukta hayır da olmaz, bereket de olmaz, yol da bitmez.

Müslüman’ın yolu bellidir. Bu yol, çağımızda sapık itikadi tartışmalarla karıştırılmış kafalar sebebi ile yeniden belirlenecek olan bir yol değildir. Muhtevası, güzergâhı ve işaretleriyle Kuran’da açıkça belirlenmiştir. Peygamberimiz(sav) tarafından uygulaması yapılmıştır. Mesele, o yola düşecek olanlarla ilgilidir. Bu nedenle, işitip itaat etmek, teslim olmak, yoldaşlık etmek asıldır.

Yoldaş seçimi zor mudur? Elbette zordur ama bu hizmetten kaçmaya bahane olmamalıdır. Kalabalığın sayısı önemli değildir. Kalite ve vasıf yolcularla ilgili en önemli ve yeterli özelliklerdir.

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Bu bakımdan ilişkileri, Allah’a teslimiyetten dolayı kardeşçe, olmalıdır. Müslüman’ın malı, canı ve namusu kardeşine haramdır. Biri birinden emin olmalıdır. Birinin kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe imanı güvende değildir. Müslüman kardeşliği, başka dayanışmalara ve akrabalıklara benzemez.

Yoldaşlıkta sadakat önemlidir. Söz namustur. Baş başa baş ta şeriata bağlı olmak esastır. Tarihten çarpıcı örnek olsun diye iki örnek vermek istiyorum.

Uhud savaşı için yola çıkıldığında, daha önce Müslümanların müşriklerle ilk savaşı olan Bedir’de Allah’ın yardımı ile zafer kazanılmıştı, arkasından yapılan Uhud savaşı için yola çıkıldığında biraz kazanılan zaferin rehaveti ve yoldaşlığın gereğini yerine getiremeyen, ganimet derdine düşen okçular tepesindeki sahabenin sadakatsizliği ve ihaneti sonucunda Müslümanlar sıkıntıya düştüler, zarara uğradılar ve Uhud savaşı kaybedildi.

Kur’an daki Talut ve Calut kıssası da ibret verici bir olaydır. Bu olayda da, Allah yolunda savaşmak isteyenler, savaş mecbur kılınınca bir kısmı çekildi. Kalanlarla yola devam edilecekken, bir kısmı komutan Talut seçildiği için itiraz ederek çekildi. Kalanlarla devam edilirken bu defa su ile imtihan edildiler, komutana itaat etmeyerek çoğunluk ırmaktan su içerek takatsiz kaldılar, çekilmek zorunda kaldılar. Kalanlarla devam edildi. Kendilerinin ‘Allaha kavuşacağını bilenler ise: “Nice az bir topluluk çok olan topluluğu Allah’ın izniyle yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir” dediler. Calut ve ordusuna karşı çıktıklarında, “Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve sebatımızı artır, kâfirlere karşı bize yardım et” dediler. Bütün bu merhalelerden geçen az bir topluluk Calutu ve ordusunu Allah’ın izniyle bozguna uğrattılar.

Bu güne kadar, insanlar bu iki örneğe benzer sayısız imtihan örneklerini yaşayarak bugüne geldi ve yola devam ediyor. Yol, yoldaş, yol azığı, yoldaşın sadakati, yoldaşın ihaneti bunlara yüklenen anlamlar. Bunlar, tabi tutulduğumuz dünya yolculuğunda, önemli ve ana hatları kullara da bırakılmamış, sınırları, kuralları belli kavramlardır. Müminler ancak kardeştirler ifadesine göre bu çerçevede her yolculukta bir hukuk tahakkuk etmektedir. Bunun hesabı ise ALLAH(CC) tarafından Ruz’u mahşerde yapılacaktır.

Comments are closed.