GİMDES Yayınları

Yeni Dünya Düzeni ve Helal Gıda

Dergi Abonelik

SORULAR SİTESİ

Tescilli Logolarımız

GİMDES.org eBülteni

* = doldurulması zorunludur

tarafından desteklenmektedir MailChimp!

GELİN DOSTLAR KARDEŞ OLALIM

Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için.
Dost’un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim

“Bir kez gönül yıktın ise Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi Elin yüzün yumaz değil”

Yunus’un bu mısraları söylediği çağda Anadolu’daki en mühim problem; kargaşa, tefrika, kin ve düşmanlıktı. Ama Yunus’un sevgi çağrısı Anadolu’yu da aşan evrensel bir sese dönüştü. Tıpkı güneş örneğinde olduğu gibi…

Allah’ın bir rahmet tecellisi olarak karanlığı dağıtmak, canlıların varlıklarını sürdürebilmek için ihtiyaç duydukları güneş, Doğulu, Batılı; insan, bitki ayrımı yapmadan ışıklarını hepsi için yeryüzüne salar. Sevgi ışığı da işte böyledir. Herkes ve her şey içindir. Bugün de böyle bir sevgi ışığına ne kadar muhtacız. Yunus’un yaşadığı dönemden, bugünkü dönemimizin bir farkı varmı? Her taraf kan revan içerisinde, kargaşa, tefrika, kin ve düşmanlıklar içerisinde kıvranıyoruz. Birbirimizi yeterince Allah için sevebilseydik? Toplumumuza musallat olan bu müsibetler Allah tarafından verilirmiydi?

Kalp, maddî ve manevî olmak üzere iki mânâda kullanılır. Birincisine yürek, diğerine de gönül denilir. Maddî kalp, (yürek), kılcal damarlara kadar kan pompalayan ve insan hayatını devam ettiren bir et parçası. Diğeri ise, manevi kalp (gönül) şuur, vicdan, idrak, merhamet, muhabbet ve aşk gibi duyguları manevî âlemlerin merkezi konumunda ve mekânı, itibari olarak kalbin bulunduğu mekan olarak bilinen rabbanî bir duygular yumağı. İşte insanın asıl kıymeti ve hakikati, bu manevî kalp sayesinde anlaşılır ve bilinir.

Bütün insanlar bir gönlün sahibi olduklarına göre burada “gönüller yapmak” ifadesi ile akraba, arkadaş, millet kavramları birdenbire bütün insanlık şeklinde bir genişlemeye uğramaktadır. Böyle olması da yaradılışın bir gereğidir. Çünkü Allah her can’a nazar kılmıştır. Öyleyse herkese hatta sadece insanlara değil bütün mahlukata “aynı nazarla bakmak gerekir.” Birlik içinde olmak böyle sağlanabilir. Birlik ise beraberinde “dirlik” i ve diriliği getirir. Böylece diri olan, gönlü ile var olan, gönlü ile yaşayan kişidir.

Sevgi, insanoğlunun en etkili, en kalıcı anlaşma dilidir. Yakınlaşmak için önce sevmek gerekiyor. Sevmeyince söz yerini bulmuyor. Olması gerekenler olmuyor. Sevgi diliyle zorluklar aşılabilir. “İman etmedikçe, cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız” diye buyuruyor Peygamber Efendimiz(sav)

“Dostun evi gönüllerdir.” Gönül, Allah’ın evidir. Tasavvufta gönlün temiz tutulması tavsiye edilir. Mevlânâ Hazretleri bu anlamda gönlü aynaya benzetir. Tozlu, kirli aynada bir şey görünmez ama temizlenmiş aynada gerçeği görebiliriz. Bundan dolayıdır ki aynaya benzeyen gönül, temiz tutulmalıdır.

Eğer bir kişi bir kez gönül yıkmışsa onun ibadetlerinin de Allah katında bir değeri olamaz. Çünkü ibadetler Allah’a yakın olmayı sağlayan davranışlardır. Gönül kıran istediği kadar namaz kılsa, istediği kadar Hacc’a gitse bile bu temel yanlışı yapmışsa bunların hiçbir kıymeti olmayacaktır. Gelin Dostlar! Kardeş olalım. Birbirimizi Allah için sevelim.

Comments are closed.