GİMDES Yayınları

Yeni Dünya Düzeni ve Helal Gıda

Dergi Abonelik

SORULAR SİTESİ

Tescilli Logolarımız

GİMDES.org eBülteni

* = doldurulması zorunludur

tarafından desteklenmektedir MailChimp!

DÜNYA DURDUKÇA İLAÇLARA İHTİYAÇ OLACAKTIR! HASTALIKLARIMIZ VE DOĞRU ŞİFA KAYNAKLARIMIZ

Prof. Dr. A. Nihat ESKİOĞLU

Çocukluğumda Ankara’da 3 adet eczane var idi. Ayrıca aktarlar mevcut idi. Pek çok rahatsızlıklar için bu aktarlardan ilaç ve yakı alırdık. Hazır ilaçların çogalması, tesirlerinin çabuk oluşu, temizlik ve titizlik yönünden daha emin bir görünümde bulunuşları aktarların tedavi yönünden değerlerini büyük ölçüde kaybedip bazılarının birer baharatçı dükkanı haline dönüşmelerine, bazılarının da tamamen kapanmalarına sebep oldu. Yeni buluşlarla, tedavisi çok zor olan bazı rahatsızlıkları, fabrikasyon ilâçların kesin ve çabuk iyileştirmesi ev ilaçlarını neredeyse unutulma derecesine getirdi.

Fakat bu hazır ilaçların bazılarının çok tehlikeli yan tesirlerinin anlaşılması ve bazı doktorların sorumsuzca kararları bütün dünya üzerinde insanları nebatî ilaçlara ve ferdî, kendi kendisinin tabibi olmaya zorlamaktadır.

Hayatımızın her safhasında olduğu gibi eczanelerimiz de âdeta istilâya uğradı. Bugün artık reçete ile gittiğimiz hiç bir eczaneden “iki saat sonra gelin, hazırlayacağız” gibi ifade duymuyoruz. Fabrikasyon ilaçların bu derece çoğalmasında biraz da tesirlerinin bitkilere nazaran çok çabuk görülmesinin rolü olduğu muhakkaktır. Hastalandığımızda acele iyilik isteyen bizler unutmamalıyız ki fabrikasyon ilaçlar şifa ile beraber birçok yan tesiri de birlikte getirmektedir. Bir arkadaşımın kalp ve damar hastalıkları için kullandığı ilaçlarla böbrekleri mahvolmuştur. Bizzat kendim de bazı antibiyotiklerin menfî tesiri ile malûlüm. Üstelik bundan birkaç ay önce gazete ve radyolardan öğrendiğimiz gibi bu hazır ilaçlardan halk arasında çok yaygın kullanılan bazılarının, cemiyet düşmanı bir takım vicdansızlar tarafından sahteleri piyasaya sürülerek insanımızın sağlığı ile oynanmıştır.

Demek ki Cemiyetin (toplumun) huzuru, selâmeti için kanun ve emniyet tedbirleri yetmemektedir. Bunun kâfi gelmediğini günümüz olaylarında da görmekteyiz. Çözüm: Şu gerçeği iyi anlamak ve cemiyete aşılamakla mümkün olur”.

Her hareketimiz ve konuşmalarımız gizli kameralarla tespit edilmektedir. Vücudumuzdaki, dünyadaki, kainattaki güzelliklerin Yüce Yaratıcısı bunlardan bizi hesaba çekecektir: sonuçta mutluluk ya da ceza vardır.

Hakikatte, İslâm’ın emrettiği gibi yiyip içebilsek, yani acıkmadan sofraya oturmasak, doymadan kalkabilsek, çok çeşitli yiyeceklerle midelerimizi yormasak, kısacası, dinimizi iyi öğrenip gereği gibi yaşayabilsek, şüphesiz, en az deva ihtiyacı duyan kimselerden oluruz.

Bununla beraber nefis terbiyesi elzem olduğu halde gerçekleştirilmesi yolunda sabır ve tahammül güç olduğundan ve insanoğlu çeşitli imtihanlar için dünyaya getirilmiş bulunduğ-undan hastalıkları ortadan kaldırmak mümkün değildir. Dolayısıyla ilaçlara dünya durdukça ihtiyaç olacaktır.

1982 yılının Mayıs ayında E.i.T.İ.A. Eczacılık Fakültesi’nin düzenlediği “Bitkisel İlaç Hammaddeleri” isimli kongreye sâmiîn sıfatıyla katıldım. Bu milletlerarası kongrede bulunduğ-um oturumlarda edindiğim intibaa göre: Sıhhatini koruyan ve vahim hastalık durumlarından Cenâbı Hakkın kendisini koruduğu kimsenin, bitkileri deva olarak kullanmakla yetinmesi sağlığının devamı gereğidir.

Bitkisel ilâç deyince sadece kırlardaki otları düşünmeyelim. Eve getirdiğimiz meyve ve sebzeler de, gereği gibi kullanıldığında birer deva ve şifadır.

Comments are closed.